sizler düzenin kurallarıyla tın tın yürürken, birilerinin varoluşu algıyı zorlaması, köşeye sıkıştırması gerekebilir, belki (kimisine) şanslı, belki (kendisine her zaman) değil. yapısı öyle bir yapılmıştır ki ölmekten daha beter olabilecek olan delirmek pahasına "evreni kanırtır"*. şamanların mesleği buydu herhalde, doğayı içlerine çekmek. işi şarlatanlığa dökmek ilk hangisinin aklına geldi acaba? bunu merak ede durayım, ne saçma bir devirde yaşıyoruz lan? yani yardım etmek bir insana onu hiç anlamadan, hiç tanımadan, sadece hayatta kalmaya devam etsin diye ona para veya yiyecek vermek. anlayan varsa beri gelsin. evet van'a gitmedim mesela, keşke gidebilseydim diye diyemiyorum, çünkü duyarlığım benden alılalı da çok oldu. akşam dokuz'dan sabah altı'ya (çalışma saatlerim bunlar) gıdım gıdım eksiltiyorum duyarlığımdan, bu sefer hayatta kalma pahasına. ve dünyada olup biten her şey, iyisiyle kötüsüyle gözbebeklerinizin içinden destursuz giriyorsa, üzülecek şeylerin çokluğundan hepimizin nasıl intihara kalkışmadığına bi hayli şaşırıyorum. siz nasıl üzülüyorsunuz bilmiyorum ama ben üzüldüm mü öyle üzülüyorum. sadece benim "orta halli", onun "aç" kategorilerinde doğmuş olması bile, daha anamın rahminden çıkar çıkmaz etik algımı al üst ediyor, bazıları şanslı doğar demek diyorum, halime şükredecek bir tanrı bile bulamıyorum (içimden kendi kendime şükretmek sayılıyordur umarım). ve biliyorum ki hayat, her an her şeyi birdenbire yıkabilir. neye uğradığınızı şaşırırsınız ve geçiyordum uğradım demeye kalmadan al aşağı ver yukarı olursunuz.
sonuçta, ne olursa olsun, aptalı da, akıllısı da, delisi de, insanoğlu hakikate aşık. bu aşkları tanrı'nın yani babanın ölümünden sonra büyük bir yara aldı elbette. baba sevgisi ağır bastı ama bu oğlu insan'ın ergenlikten yetişkinliğe geçebilmesi için en uygunu olacak. artık insan kendisiyle, doğayla ve doğasıyla başbaşa. evde yalnız kalmayı öğrensin artık, yaşı geldi de geçiyor tanrıoğluinsanın. daha evlenecek, çocuk yapacak ki insanoğlu doğsun. işimiz zor. neyse... hakikat diyorduk, demek ki ne ara gördüysek hakikati, hiç unutmamışız. ilk görüşte aşk mı yoksa? ' şok şok ! insan ve hakikat dün gece laila'dan çıkarken objektiflerimize yakalandı! kameralardan kaçan insan, biz sadece arkadaşız demekle yetindi!'
bir de insanın kendine karşı normal kalması ne zor bu şehirlerde. o yüzden size acilen biraz şizofreni, biraz da sabır yemenizi öneriyorum. normal kalabilmenin formülünü buldum, sermaye arıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder