19 Kasım 2011 Cumartesi

"yüz anlamdır, ve bağlamsız anlam. demek istiyorum ki, başkası, yüzünün eğilmezliğinde/dikliğinde [rectitude], bir bağlam içindeki bir kişi değildir. normalde, bir "kişi"yizdir: sorbonne'da profesörüzdür, devlet konseyinde başkan, birinin oğlu, pasaportta yazan her şey, giyinme, kendimizi tanıtma biçimimiz. ve bütün anlam, sözcüğün alışıldık anlamıyla, belli bir bağlama ilişkindir: bir şeyin anlamı başka bir şeyle olan ilişkisinde yatar. buradaysa, tam tersine, yüz kendi başına anlamdır. sen, sensindir. bu anlamda, yüzün "görülmediğini" söyleyebiliriz. yüz, düşüncenizin kuşatacağı bir içeriğe dönüşemeyendir; o içerilemeyendir [incontenable], sizi öteye taşır."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder